English Medium Instruction (EMI) has developed as an important topic of research, however some essential challenges relating to EMI have yet to be addressed. According to the opinions of EMI researchers in Turkey, detailed analytical investigations determining the orientation of EMI concerns are clearly lacking. As a result, the purpose of this study is to propose a future EMI research agenda by conducting a qualitative case study to get an in-depth understanding of the research interests of EMI scholars in Turkish higher education. Criterion sampling which is one of the types of purposive sampling was used to identify 5 volunteer EMI academics working at private and public EMI institutions for interviews. Participants from various regions of Turkey expressed their perspectives on EMI's future research plan. Content analysis was used to examine the data. This study outlines the essential topics of the EMI research agenda such as “assessment and measurement practices in EMI, artificial intelligence and EMI material development”, which should be focused on in the Turkish EMI setting based on interviews with these researcher academics. These EMI issues will shed insight on future EMI research investigations in Turkey.

Öğrencilerin formel bilgileri aldığı ilk kurum olan temel eğitimde öğretmenlerin sorumluluğu sadece bilgi aktarımı yapmak değil; onları topluma yararlı hale getirmektir. Bu kapsamda öğrencilerin davranışlarının gözlenmesi, öğrenme düzeyinin bilinmesi, tutum ve eğilimlerinin farkında olunması öğrenci ve öğretmen arasındaki ilişkiyi güçlendireceği gibi daha isabetli eğitimsel uygulamaların seçilmesini sağlayacaktır. Öğrencilerin çok boyutlu olarak tanınması için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı sınıf öğretmenlerinin öğrencilerini tanımak için kullandığı yöntemleri incelemektir. Nitel araştırma yaklaşımına göre yapılan çalışmada olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırma 2022-2023 eğitim öğretim yılında Malatya ilinde yapılmıştır. Araştırmada ölçüt örnekleme tekniği tercih edilmiştir. Ölçüt olarak “çalışma grubunda yer alan okula yeni başlamak, sınıf öğretmeni olmak, araştırmaya katılmaya gönüllü olmak” kriterleri belirlenmiştir. Araştırmada 14 sınıf öğretmeni ile görüşülmüştür. Araştırmada öğretmenlerle yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Araştırma verileri betimsel analiz yöntemine göre değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin; öğrencilerle bireysel görüşme yapma, veli toplantıları düzenleme, öğrencilerin davranışlarını gözlemleme, okul kayıt bilgilerini inceleme, okul başarılarına yönelik sınav yapma ve farklı oyunlar oynatma yöntemlerini sıklıkla seçtikleri görülmüştür. Araştırma kapsamında öğretmenlerin en çok ve en az seçtikleri öğrenci tanıma teknikleri incelenmiş ve nedenlerine ilişkin görüşleri sunulmuştur.

Sınıfta görülen istenmeyen öğrenci davranışları eğitim ortamını, öğretmenleri ve öğrencileri olumsuz etkilemektedir. Eğitim ortamlarındaki istenmeyen öğrenci davranışlarını en iyi gözlemleyecek olanlar öğretmenlerdir. Öğretmenlerin gözlemlerini en iyi yansıtacağı çalışmalar da durum çalışmalarıdır. Bu araştırmanın amacı ilkokul 4. sınıf öğrencilerinde en sık gözlemlenen istenmeyen davranışların neler olduğunu tespit etmek ve bu davranışların nedenlerini bulmaya çalışmaktır. Araştırma 2022-2023 eğitim öğretim yılının 2. yarıyılında İstanbul ili Pendik ilçesinin bir ilkokulunun 4-A sınıfındaki öğrencileri ile gerçekleşmiştir. Araştırmada veriler nitel araştırma yöntemlerinden katılımlı gözlem ile elde edilmiştir. Ayrıca yapılan gözlemleri aktarmak için araştırmacı günlüğü kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analize başvurulmuştur. Araştırmada elde edilen bulgulara göre sınıfta en sık görülen istenmeyen davranışlar; söz almadan konuşma, ders dışı etkinliklerle uğraşma, eşyaları izinsiz alma, kavga etme, hareketlilik, görevlerini yerine getirmeme, şikâyet etme, küfür etme, sınıfta dolaşma, birbiri ile konuşmadır. 4. sınıf öğrencilerinde görülen şiddet içeren davranışların arkadaşına vurmak, itmek, yumruk atmak, arkadaşına kaba davranmak, küfür etmek, arkadaşıyla dalga geçmek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu davranışların nedenleri olarak ailelerin ilgisiz olması, öğrencilerdeki davranış bozuklukları, okul ve sınıfların fiziki olarak yetersiz olması, cep telefonu, tablet gibi araçların bilinçsiz kullanılması tespit edilmiştir.

Pandemi süreci ile birlikte öğretmenler yüz yüze eğitimden uzaktan eğitime hızlı bir şekilde geçiş yapmış sonuç olarak da bin bir güçlükle karşı karşıya kalmışlardır. Bu çalışma ile sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitim sürecinden önce almış oldukları hizmet içi eğitimlerin uzaktan eğitim sürecinde uygulanan eğitimi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığının ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Çalışma 2021-2022 eğitim öğretim yılında yapılmış olup, araştırmanın çalışma grubunu Mersin İlinde kamu okullarında çalışan 20 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri nitel araştırma yöntemlerinden, fenomenoloji deseni kullanılarak toplanmış, veriler katılımcılarla yüz yüze görüşülerek elde edilmiştir. Veriler, araştırmacı tarafından yarı yapılandırılmış görüşme formları hazırlanarak toplanmış ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Verilerin elde edilmesi için katılımcılara “Daha önce almış olduğunuz hizmet içi eğitimlerin, salgın sürecinde uygulanan uzaktan eğitimle alakalı size sağladığı kolaylıklar oldu mu? Açıklar mısınız?” sorusu sorulmuştur. Yapılan araştırmada 17 katılımcı daha önce almış oldukları hizmet içi eğitimlerin, uzaktan eğitim sürecinde herhangi bir kolaylık sağlamadığını, 3 katılımcı ise kısmen kolaylık sağladığını belirtmiştir. Araştırma sonucunda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanıp uygulanan hizmet içi eğitimlerin öğretmenlerin pandemi gibi ani değişen durumlara karşı uyum sağlamakta zorlandıkları görülmüştür.

Meslek seçimi ve seçilen mesleğin bireyin istek ve ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olması insanın gelişim görevlerinden biridir. Günümüzde bireylerin meslek seçimi konusunda doğru bir karar verebilmesi için öncelikle ne istediğini bilmesi ve bu seçime ulaşma yolunda karşılaşacağı bütün problemleri saptaması gerekmektedir. Ancak günümüzde bireyler kendi ihtiyaçlarından ziyade toplumun ve popüler kültürün etkisine dayanarak meslek seçimlerini yapmaktadır. Bu seçimlerin sonucunda ise hedeflerine ulaşamayan ve farkındalığı düşük bireyler yetişmektedir. Bireyler öğrenim hayatına başladığı ilk günden itibaren mesleki yönlendirmelere tabii tutulmalıdır. Bu konuda Sosyal Bilgiler Öğretim Programının özel amaçlarından biri olan özgür bir birey olarak fiziksel, duygusal özelliklerinin; ilgi, istek ve yeteneklerinin farkına varması amacına göre bireylerin ihtiyaç duydukları alana yönlendirilmeleri hedeflenmektedir. Bu çalışmanın amacı 2018 Sosyal Bilgiler Öğretim Programının ve Sosyal Bilgiler ders kitaplarının meslek seçimi ve mesleki yönlendirme boyutunda incelenmesidir. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden biri olan doküman analizi tekniği uygulanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda Sosyal Bilgiler Öğretim Programlarında ve ders kitaplar mesleki yönlendirme ve meslek seçimi etkinliklerinin “üretim”, “dağıtım” ve “tüketim” öğrenme alanı ve kazanımlarıyla sınırlandırıldığı görülmüştür.